Dayak nedir, neden atılır?
Türkçe’ye tam olarak çeviremediğimiz “teknik-bilgi, bilgi, beceri, bilgi birikimi” olarak kötü bir çevirisini yapabileceğimiz “Know-How” bizim kültürümüzün çok yabancı olduğu bir kavram. Belki en iyi “bir şeyin nasıl yapılacağının bilinmesi/öğrenilmesi” şeklinde özetleyebiliriz ama önce aşağıdaki sahneyi izleyelim.
Dayak nedir ve neden atılır? olarak ünlenen bu sahne’de “Know-How” ile ilgili çok şey olduğunu düşünüyorum. “Müslüm denen bir hıyar varmış” ile başlayan sahne Müslüm’ün yaratıcı/kreatif dayağı ile sonlanıyor.
İş dünyasının içindeki çoğu departman ya da şirketin iş yapış biçimi böyle. Bir anda organize olup/gaza gelip bir şeyler yapmaya çalışan şirketler ve duygusal gaza gelmeler sonrasında ağız burun dağılmalar.
Know-How nedir? Neden atılır?
Bilgi/beceri yılların birikimi sonucu oluşur ve düşünce ile birlikte stratejik bir hal alır. Herkes yemek yapar. Yemek yapmak teknik olarak kolay sayılabilir. O zaman herkes iyi bir aşçı da olmalı. Ama böyle değildir. Tüm yemeğin içindeki bir tutam baharat yemeğin tadı vasattan muhteşeme evrilir. İşte bu “Know-how” dur.
İş dünyamızın vasata (d)evrilmesinin temel sebeplerinden biri “Know-how”a değer vermememizdir. Ya bilgi? “Okuyup alim mi” olacaksın? “İcat çıkarma”, “Otur oturduğun yerde”, “Salla başı al maaşı”
Sonunda geldiğimiz nokta ise hep Müslüm’ün attığı dayak ve dışarıdan gelen acımasız son! “Yanağını dönder yeni bir şey deneyeceğim”
Bilgiye ve tecrübeye değer vermeliyiz, saygı duymalıyız ve onu nasıl kullanacağımızı öğrenmeliyiz. Haa “Know-how”mu? Buyrun cenaze namazına, bu da helvası!
